Avrupa, Küresel Isınmanın En Hızlı Yaşandığı Kıta

Copernicus ve WMO raporuna göre Avrupa, rekor sıcaklıklar, seller ve buzul erimeleriyle küresel ısınmanın en hızlı etkilediği bölge oldu.

Avrupa, Küresel Isınmanın En Hızlı Yaşandığı Kıta Oldu

Avrupa kıtasının küresel ısınmanın en hızlı yaşandığı bölge olduğu, Copernicus İklim Değişikliği Servisi* ve Dünya Meteoroloji Örgütü (WMO)* tarafından yayınlanan yeni bir bilimsel raporla resmen doğrulandı. Geçtiğimiz yıl rekor sıcaklıklar, sıcak hava dalgaları ve seller, bölgedeki altyapı, şehirler, ekonomiler ve insanların yaşamları üzerinde büyük bir etki yarattı.

Rekor Sıcaklıklar ve Etkileri

2024 yılı, Avrupa için kayıtlara geçen en sıcak yıl olarak tarihe geçti. Orta, güney ve doğu Avrupa’da İtalya, Arnavutluk, Sırbistan, Yunanistan, Bulgaristan ve Romanya gibi ülkelerde 35-40 dereceyi bulan sıcaklıklar, 13 gün boyunca etkili oldu. Bu sıcak hava dalgası, nüfusun %55’ini etkiledi ve “güçlü ısı stresi* ” yaşayan gün sayısı ortalamanın üzerine çıktı.

Seller ve Doğal Afetler

Sıcaklık rekorlarının yanı sıra, Avrupa’nın nehirlerinin üçte biri “yüksek” taşkın eşiği* ni aştı. Eylül ayında Almanya, Polonya, Avusturya, Macaristan ve Romanya’da yaşanan şiddetli yağışlar ve seller, büyük yıkıma yol açtı. Romanya’nın doğusundaki bazı bölgelerde 24 saat içinde 150 milimetre yağış düştü ve bu felaketler sonucunda 7 kişi hayatını kaybetti.

Buzulların Erimesi ve Deniz Seviyesindeki Artış

Avrupa’daki buzullar, küresel ısınmanın etkilerini en net gösteren örneklerden biri. İskandinavya ve Norveç’teki Svalbard bölgesinde buzul kalınlığında sırasıyla 1,8 ve 2,7 metrelik azalma kaydedildi. Bu erimeler, deniz seviyesinin yükselmesine ve iklim sistemindeki dengesizliklere yol açıyor.

Ekonomik Kayıplar ve Uyum Çabaları

İklim değişikliği, Avrupa’da ciddi ekonomik kayıplara da neden oluyor. 1980-2020 yılları arasında iklim ve afetlerden kaynaklanan zarar 450-520 milyar avro arasında tahmin ediliyor. Avrupa Birliği, 2050 yılına kadar iklim nötrlüğü* hedefiyle Avrupa Yeşil Mutabakatı’nı hayata geçirdi. Ancak WMO ve Copernicus, sel risklerinin azaltılması ve erken uyarı sistemlerinin geliştirilmesi için daha acil adımlar atılması gerektiğini vurguluyor.