Küresel piyasalarda yaşanan son gelişmeler, hem yatırımcılar hem de ekonomi takipçileri için hareketli zamanlar anlamına geliyor. Amerika Birleşik Devletleri'nde enflasyon rakamlarının yavaşlama trendinde olmasına rağmen, Federal Rezerv'in bu yıl için faiz indirimi beklentisini düşürmesi çeşitli tepkilere yol açtı. ABD Merkez Bankası'nın (Fed) politikaları ve ekonomik göstergeler, bu sürecin dengesini belirleyen ana faktörler olarak karşımıza çıkıyor. İşte detaylar...
Amerika Birleşik Devletleri’nde dün yayımlanan ekonomik veriler, özellikle enflasyon rakamlarındaki değişim, Federal Açık Piyasa Komitesi'nin (FOMC) son toplantısının getirdiği kararların etkilerini gözler önüne serdi. Tüketici Fiyat Endeksi (TÜFE) aylık bazda sabit kalırken, yıllık bazda beklenenden düşük bir artış gösterdi. Bu durum, ilk bakışta Fed tarafından olumlu bir sinyal olarak değerlendirilse de, enflasyonla mücadelede izlenen sıkı para politikası yolunda yürüme kararlılığı, piyasaların fiyatlamalarını zorlaştıran bir faktör olmaya devam ediyor.
Dolar endeksindeki yüzde 0,8'lik düşüş, emtia piyasalarına olumlu yansıdı ve altın fiyatlarında bir artış gözlemlendi. Açıklanan enflasyon verileri, bir yandan beklentilerin altında kalırken, diğer yandan da geçtiğimiz yıl Temmuz ayından bu yana ilk defa aylık değişim göstermeyen bir enflasyon oranıyla piyasaları şaşırttı. İçermiş olduğu değişken enerji ve gıda fiyatları hariç tutulduğunda bile, çekirdek TÜFE de sınırlı bir yükseliş kaydettikten sonra, piyasalara dengeli bir perspektif sundu.
Fed'in para politikası kararlarını ve ekonomik projeksiyonlarını açıklamasıyla birlikte, dolar karşısında değer kaybına yol açan gelişmeler ortaya çıktı. Bankanın politika faizini beklentilere uygun şekilde değiştirmemesi, 23 yılın en yüksek seviyelerinden birini korumasına işaret etti. Karar metninde de vurgulandığı üzere, son aylarda enflasyonla mücadelede “ılımlı” bir ilerleme kaydedildiği belirtildi.
Söz konusu gelişmelerin hemen ardından emtia piyasasında altın fiyatları yükselişe geçti ve yüzde 0,9 artışla 2 bin 338 dolara çıkarak, dolar endeksinde tersine bir eğilim gösterdi. Fed'in geçen aylarda sürdürdüğü sıkı para politikası yaklaşımının, tahvil faizi üzerindeki etkileri ise gün içindeki hareketlerle anlaşıldı. Enflasyonist baskıların hafiflemesiyle gün içinde gerileyen 10 yıllık tahvil faizi, son dönemde yatırımcıların yakından takip ettiği bir gösterge oldu.
Avrupa'daki borsalar, ABD'deki pozitif seyri takip ederken; Almanya'da TÜFE'nin artış göstermesi, Avro Bölgesi'nin sanayi üretimi verileriyle birleştiğinde, yatırımcıların izleyeceği temel verilerden biri haline geldi. Özellikle Avrupa Birliği'nin (AB), Çin'den ithal edilen elektrikli otomobillere yeni gümrük vergileri getirme kararı, bölge piyasalarındaki ticaret dinamiklerine etki edebilecek bir gelişme olarak dikkat çekiyor. Asya piyasalarında ise karışık bir seyir gözlenirken, Japonya Merkez Bankası'nın yaklaşan faiz kararı, yatırımcıların odak noktasında yer alıyor.
Borsa İstanbul'da BIST 100 endeksi, alıcılı bir seyir izleyerek yükselişini sürdürdü. Dolar/TL kuru, güne sakin bir başlangıç yaparken, ekonomideki diğer önemli göstergeler de yatırımcılar ve analistler tarafından yakından inceleniyor. WTI hafif ham petrolden NAFTA’ya kadar enerji sektörüne yansıyan değişiklikler, ekonominin genel durumuna ilişkin önemli veriler arasında yer alıyor.
Analistler, Fed'in kararlarının etkisiyle piyasaların ne yöne evrileceğini görmek için ekonomik göstergelerin, özellikle de sanayi üretimi, istihdam ve enflasyon verilerinin takibini tavsiye ediyor. Teknik açıdan BIST 100 endeksinde 10.200 ve 10.300 seviyelerinin karakteristik direnç noktaları olarak sivrildiği belirtiliyor. Küresel ve yurt içi piyasalarda önümüzdeki günlerde hangi verilerin öne çıkacağı, yatırımcıların ve piyasa aktörlerinin dikkat etmesi gereken önemli bir husus.